Can Azerbaycan, qardaş Azerbaycan… Aramızdaki sınır yetmiyor, gönlümüze de sınır koymaya kalkıyorlar. Basit basit olaylar, bardağa damlayan su damlaları gibi birikiyor ve o bardak taşsın istiyorlar…
Esasen rahmetli büyük lider Ebulfez Elçibey’in sözü olan “Ay gardaş; biz bir millet, iki dövletik sözünü” kendine devşirenlerin, dillerine pelesenk edenlerin ağızlarından bu çıkıyorsa da kalplerinden, hem de kıkırdayarak “köle bir millet, iki başkan” çıktığına eminim. Biri hele başkan olmayı başaramadı ama bu yolda var gücüyle ilerleyerek, diğeri gibi despotizmi arzuluyor.
Yüzyıllardır Anadolu ve Azerbaycan coğrafyalarında yaşayan Oğuz Türklerinin bir araya gelmemesi için uğraşanların günümüzdeki aktörlerinden kimi araya tampon devlet kurmayı planlıyor, kimi gönüllerimizi bağlamayı istiyor, kimi de gözümüzü…
Bunun en son örneğine de, bir rezalet ve skandal ötesine Sabah gazetesi imza attı.
İstanbul’da geçirilen Dünya Turizm Forumu ile ilgili bir haberde kullanılan görselde, Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları haritadan silindi!
Aşağıdaki resim size bunu daha iyi anlatacaktır.
GOOGLE AMCADA BİLE BULAMAZSINIZ!
Gazetenin kullandığı bu resim, İnternet arama motorlarının resim kategorisinde bile bulunmuyor. Sabah gazetesi tarafından kullanılan bayraklı haritanın orijinali yukarıda sağ taraftataki, fakat Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen Dağlık Karabağ bölgesi ile diğer 7 rayonu (vilayeti) Laçin, Kelbecer, Ağdam, Fuzuli, Zengilan, Cebrayil ve Qubadlı’nın silinmiş hali kullanııldı.
İnternette Azerbaycan bayraklı haritaların hiç birinde bu işgal altındaki bölgelerin olmadığı bir şekil yok.
Sabah gazetesini bu skandalından dolayı kınıyor ve yazıklar olsun diyorum!
Gazete bir açıklama yapmadığı gibi, yapacağını da beklemiyorum. Nedenlerini de, bu skandala nasıl imza atılmış olabileceği ihtimallerinin izini sürerek anlatmaya çalışacağım.
Seviyesiz cehalet mi, kasıt mı?
Kasıtlı olmayan iyimser düşünceyle bu resmi kullanan gazete çalışanının son derece kültürsüz, bilgisiz ve cahil olduğu varsayılabilir. Fakat, bu resmi nereden bulmuş olabilir ki? Yukarıda da açıklandığı gibi, bu resim internette bulunmuyor. Ancak, “işgal edilmiş, bayraklı Azerbaycan haritası” diye İngiliz dilinde arama yapıldığında bir kaç sonuç çıkıyor. O sonuçların arasında bile gerçeğinin örneği çokken bunun seçile bilme ihtimali oldukça düşük. Üstelik yanlış olan harita sadece Ermenice sayfalarda yer alıyor.
Şeytan da burada dürtüyor…
Acaba kasıtlı olarak bu haritanın kullanılması mı istendi? “Böyle bir şey niye olsun?” diye düşünülebilir. Akla ilk başta, Ermeni kökenli veya Ermenilerin kan kardeşleri bölücü terör örgütü PKK sempatizanı tarafından bilinçli bir şekilde kullandığı gelebilir ki, bu ihtimaller dahilindedir. Fakat çıtayı bir adım yukarıya taşıyalım… Bir çok kişinin “yok artık, olamaz” gibi söylemlerde bulunacağı ama izim hiç şaşırmayacağımız ihtimali de yazmadan geçmeyelim:
Bu resim, zor duruma düşen, ekonomik olarak dar boğaza giren; yolsuzlukların, rüşvetlerin, insan haklarının hesabını veremeyen; Azerbaycan’ın geri kalan toprağının yüzde 80’ini işgal eden despot rejimi tarafından istenmiş olabilir mi?
AZERBAYCAN, ALİYEV, İNKİŞAF, RÜŞVET, YALAN
Bu ihtimali esaslandırmak için, Dünya Turizm Forumu’nda konuşan Azerbaycan Kültür Bakan Ebülfez Garayev’in açıklamlarını inceleyelim…
Diyor ki muhterem, Azerbaycan’da turizmin petrol sektörü arasında pay arttıyor ve bu doğrultuda kamu tarafından gerçekleştirilen çeşitli projeler de çoğalıyor.
Fakat Gerçek şu ki, Azerbaycan’ın petrol kazancı Aliyev hanedanlığının ve çevresindeki kaymak tabakanın ceplerine giriyor, garantiye alınması için de bu milyarlarca dolar yurt dışına kaçırılıyor. Petrol kazançları, hanedan ve çevresinin inşaatlarına, ticaretlerine akıtılırken, kalkınma adına ülke genelinde neredeyse çivi bile çakılmıyor.
“Aaa… olur mu? Ben gittim gördüm, acayip atılımlar yapılıyor” diyenlere de vereceğim cevap şu ki, Bakü Havalimanı’na indiniz ve şehre doğru gidiyorsunuz ama sağda ve solda yol boyunca uzanan o duvarın arkasını hiç merak ettiniz mi? Acaba siz, sadece görmelerini istediğiniz yerleri mi gördünüz ya da gördüklerinizi mi gizliyorsunuz?
Garayev devam ediyor… Diyor ki, Devletin turizmin gelişmesi yönünde gerçekleştirdiği reformlar var. Azerbaycan’da 2016-2025 yılları için turizmin gelişme stratejisinin hazırlandı.
Hal bu ki, Azerbaycan halkı, kendi ülkesinde tatil yapmak yerine çok ama çok daha ucuz olan Türkiye’yi tercih ediyor. Dolaysıyla reform falan da yok, Bakan Garayev’in reform sözü gerçeklerden çok uzak.
Garayev hayal dünyasını anlatmaya devam ediyor, dior ki… 2015 yılında Bakü’de yapılan Avrupa Oyunları, ayrıca 2016 yılında yapılacak Formula 1 Oyunları, 2017 yılında yapılacak olan İslam Dayanışma Oyunları’nın turizmin gelişmesi için de önemli bir adım olacak.
Azerbaycan 2012 yılında Eurovision şarkı yarışması ve 2015 yılında Avrupa Olimpiyatları yaptığı ev sahipliği için yüz milyonlarca dolar para harcadı. Bunun turizm amaçlı olduğunu iddia etseler de asıl amaç Aliyev hanedanlığını Avrupa ülkelerine şirin göstermekti. Gerçekten turizm amaçlı olsa söz konusu organizasyonlar sırasında yabancı basının ülkeye girişinde sorunlar çıkarmazlardı.
Netice itibariyle turist sayısında ve gelirinde ciddi bir artış olmamıştır. Olamaz da… 600 milyon dolar harcanarak inşa edilen 60 bin kişilik Bakü Olimpiyat stadı, şu aralar düğün merasimleri için kullanılıyor. Konser organizasyonları dünyanın her yerinde oluyor ama İstanbul’da 80 bin kişilik Atatürk Olimpiyat stadında düğün merasiminin gerçekleştiğini bir düşünün… Formula 1 pisti için nasıl bir hayal kurulur, gerçekten o kadar geniş bir hayal dünyam olmadığından akıbetini bilemiyeceğim…
Bütün bunların yanında başka bilgiler de verelim…
Ticari garantinizin olmadığı Azerbaycan’da, 2015 yılı içinde para birimi Manat iki kere devalüasyona uğradı. Bu ülkede zaten olmayan ticareti mahvederken, halkın da iyice fakirleşmesine neden oldu. Buna bağlı olarak ülkede protestolar başladı. Bunların bir çoğu sansür edildiğinden ve Türk medyasını da hiç ilgilendirmediğinden buralarda neredeyse hiç haberimiz olmadı.
Lafı dolaştırıp tekrar medyaya getirdik.
Yukarıda yazdığımız ihtimali esaslandıran en güçlü unsurlardan biri de Türkiye medyası. Bizim medya, Azerbaycan gerçeklerini hiç bir zaman görememiştir, göstermemiştir. Azerbaycan’a dair haberlerde ancak ve ancak Aliyev hanedanlığını, petrolü ve Azerbaycan-Ermenistan ateşkes hattında (bu bazen sınır diye yazılır, kesinlikle yanlıştır) zaman zaman yaşanan haberleri vermektedir. Siz hiç Azerbaycan’da demokrasi yanlısı, rahmetli büyük lider Ebülfez Elçibey’in taraftarları ve bugün zor şartlarda muhalefet eden siyasi olarak halkın çoğunluğunun arzuladığı kesimin haberini okudunuz mu? Hayır.
Kesin bir ifade kullanmıyorum, bu yüzdendir de demiyorum, dedim ya şeytan dürttü ve diğer ihtimaller de ortada. Biz hiç şaşırmayız. Tam da bu noktada, “Bundan ne kazanç elde edebilirler?” sualini sorabilirsiniz;
Bunu da açıklayayım…
Birincisi; rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk batağına saplanmış olan Aliyev hanedanlığı, her zoru gördüğünde kendine bir mağduriyet yaratmaya çalışır.
İkincisi; bir kaç basın organı hariç geri kalanı iktidarın kontrolünde olan medyaya güvenmeyen gariban Azerbaycan halkı, Türkiye’de bir gazetenin haberiyle kandırmaya devam etmek. Burada kasıtlı olarak kullanılan işgal edilmiş toprakların olmadığı bayraklı harita da reklamasyon görevi görüyor.
Üçüncüsü; İlham Aliyev, her zaman Türkiye’deki Türklerden çekinir; çünkü, Anadolu’dan başlayacak bir itiraz dalgası, zaten buraya gönül bağlamış Azerbaycan’daki kardeşlerimizi etkilemesiyle hanedanlığını kaybedebileceğini düşünüyor. Aliyev, Türkiye’ye sürekli milliyetçiliği okşayan mesajlar verirken, Azerbaycan’da ise halkın bizimle arasını soğutması için elinden geleni yapmaktadır.
Fazla uzatmadan burada noktayı koyalım ve son sözümüzü söyleyelim.
Sadece, skandalın baş sorumlusu Sabah gazetesini doğrudan eleştirmekle beraber, bu skandalın “nasıl gelişmiş olabilir” ihtimallerini aklın yoluyla ve bilgiler dahilinde değerlendirdim. En adi düşünceye yeltenmemiş olmalarını umuyorum ve sorumluların cezalandırılmasını arzuluyorum, çünkü anlattığım gibi bu basit bir hata değil.